6 Mayıs 2017 Cumartesi

İSLAMİ DÖNEM İLK ESERLER

⇒İSLAMİ DÖNEM İLK ESER⇐


İslami ilk eserler denince akla " Kutadgu Bilig", “Divan-ı Lügati’t-Türk”, Atabetü’l-Hakayık”, “Divan-ı Hikmet”, “Muhakemetü’l-Lugateyn” ve ‘Dede Korkut Hikâyeleri” gelir.


1. DİVAN-I LÜGATİT - TÜRK:

Karahanlılar döneminde yetişen ve ilk Türk dil bilgini olan Kaşgarlı Mahmut’un doğum tarihi, kesin olmamakla birlikte 1025 olarak bilinmektedir. 1071-1077 arasında Bağdat’ta bulunan Kaşgarlı Mahmut, Türk kültürünün Araplara tanıtılmasında büyük rol oynamıştır.
Türk illerini adım adım dolaşan Kaşgarlı Mahmut, çalışmalarında Türkçeyi resmî dil olarak kabul eden Karahanlı Devletinden de büyük destek görmüştür. Türkçenin serpilip gelişmeye başladığı o dönemde, Mahmut’la birlikte Balasagunlu Yusuf Has Hacib de Türk diline büyük hizmet etmiştir. Bu iki Türk bilgini, ortaya koydukları eserlerle, Türk dil birliğinin sağlanmasına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Kaşgarlı Mahmut, ayrıca Türkçeyi Araplara öğretmek amacıyla Kitâb-ı Cevâhirü’n-Nahvi Lûgati’t-Türk adlı gramer kitabını yazmıştır. Kaşgarlı Mahmut, ömrünün sonlarına doğru tekrar memleketi Kaşgar’a dönmüş, tahminen 1090’da burada vefat etmiştir.
Kaşgarlı Mahmut’un ünlü eserinin tam adı “Kitab-ı Divanü Lûgati t-Türk’tür. Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır. 
Kitap için genel bir ifade kullanmak gerekirse "Ansiklopedik sözlük" ibaresi kullanmak gerekir.
Filolog, etnograf ve ilk Türk haritacısı olan Kaşgarlı Mahmut, Divanü Lûgati’t-Türk adlı eserinde; yaşadığı devirdeki Türk illerinin ve boylarının kullandığı ağızları tespit etmiştir. Oğuz Türklerinin 24 boyu ile ilgili şemayı da verdiği Divan’ında Türk dilinin grameri yanında, Türk yer adları, Türk damgaları ve Türk topluluklarını da etraflı şekilde anlatmıştır.
 Sekiz bölümden oluşur. Kitapta yaklaşık 8.000 kelime vardır. Kelimelerin anlamlarının iyi anlaşılması için deyimlerden, atasözlerinden ve şiirlerden, örnekler verilmiştir. Bu yönüyle eser, bir kültür hazinesi değerine kavuşturulmuştur. Eserde yer alan harita ise Türk Dünyası ile ilgili olarak yayınlanan ilk haritadır.
Divanü Lügati t-Türk, Türkçenin ilk sözlüğü ve dil bilgisi kitabıdır. Türk boyları ve coğrafyası ile Türklerin örf ve gelenekleri üzerine önemli bilgiler vermektedir. Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır.

2. KUTADGU BİLİG:

 11. yüzyılın başlarında Balasagun’da doğmuş olan Yusuf Has Hacip’e aittir. Balasagun’da yazmaya başladığı Kutadgu Bilig adlı kitabını 1069 yılında Kaşgar’da tamamlayarak Karahanlı hakanlarından Tabgaç Buğra Han’a sunmuştur.
Eserin temelinde kâmil insan kavramı yatmaktadır. Özellikle insanı geliştiren ve güçlendiren faziletler dikkati çeker: Bilgi edinmek, okumak, güzel yazmak, çeşitli bilimlere sahip olmak, sevilen millî sporlara ve maharetlere değer vermek başta gelir. Bir yönü ile bir nasihatname niteliğinde olan Kutadgu Bilig, başka bir yönü ile de bir siyasetname karakterindedir.
       
          Kutadgu Bilig’in özellikleri şunlardır:
  • Kutadgu Bilig, Hakaniye lehçesiyle yazılmış, didaktik bir eserdir.
  • Mutluluk veren bilgi” anlamına gelmektedir.
  • İnsana her iki dünyada gerçekten kutlu olmak, mutlu yaşamak için gerekli yolu göstermeyi amaçlayan bu kitap, aruz vezni ile yazılmıştır.
  • Nazım şekli mesnevidir. Ayrıca içerisinde pek az miktarda dörtlükler de vardır.
  • Edebiyatımızda aruz ölçüsünün kullanıldığı ilk eser olarak kabul edilmektedir.
  • Eserde adaleti, aklı, saadeti ve devleti temsil eden dört kahramanın çevresinde gelişen olaylarla yazar, devlet idaresinin ve sosyal düzenin nasıl olması gerektiğini anlatır.
  • Kutadgu Bilig, Karahanlılar çağının siyasi ve kültürel bakımdan önemli bir merhalesini temsil eder.
  • Kutadgu Bilig, alegorik bir münazara karakterindedir. Münazaranın kahramanları dört kişiden ibaret olmakla beraber, genel olarak ağırlık noktalarını, iki kişi arasındaki konuşmalar oluşturur. (Kün-toğdı: kanun; Ay-toldı: saadet; Ögdülmiş: akıl; Odgurmış: akıbet)
  • Kutadgu Bilig, dil özellikleriyle olduğu kadar düşünce derinliği ve zevk inceliğiyle de yeni bir çığır açan eserlerdendir.

3.ATABETÜ'L-HAKAYIK

12. yüzyılda Edip Ahmet tarafından aruz vezni kullanılarak dörtlüklerle yazılmıştır. Didaktik bir eserdir. Eserin adı “hakikatler basamağı” anlamına gelmektedir.
Hakaniye Türkçesiyle yazılmış olan bu eserde, bilginin faydası, cehaletin zararları, cömertlik, cimrilik, iyi ve kötü huylar anlatılarak halka yararlı olmak hedeflenmiştir.Dörtlükler manilerdeki gibi “aaxa’ şeklinde kafiyelenmiştir. Edip Ahmet’in, bu eseri yazarken Kutadgu Bilig’den etkilendiği bilinmektedir.
Öğretici bir ahlak kitabı olan eser, işlediği konular açısından Kutadgu Bilig ile benzerlik göstermektedir.

4.DİVAN-I HİKMET 

12. yüzyılda Ahmet Yesevi tarafından yazılmış eserdir.Ahmet Yesevi, Türk tasavvuf edebiyatının ilk büyük ismidir. 
  • Divan-ı Hikmet, dinî, tasavvufi ve öğretici bir eserdir.
  • Eserin yazılma amacı, halka İslamiyet’i hikmetli bir şekilde öğretmektir.
  • Divan-ı Hikmet’teki şiirler, sade bir dille yazılmıştır.
  • Ahmet Yesevi, şiirlerini daha çok 12’li hece vezniyle ve dörtlükler hâlinde,
  •  Hakaniye lehçesiyle yazmıştır.

5.  MUHAKEMETÜ'L-LÜGATEYN

15.yüzyıl edebî şahsiyetlerinden Ali Şir Nevai’nin Çağatay Türkçesi (Hakaniye) ile yazdığı en önemli eserdir. Bu eserde Türkçenin Farsçadan üstünlüğü ispatlanmaya çalışılmıştır.
Ali Şir Nevâî bu eserinde, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına bir mesaj vermek istemiş, ediplerin eserleri Türkçeyle yazmaları yönünde telkinler vermeye çalışmıştır.  Sanatçı, mensubu olduğu Çağatay Türkçesi ve Lehçesini ele almıştır. Dolayısıyla Ali Şir Nevai, 15. yy Çağatay Türkçesi ve edebiyatının da en önemli simasıdır.
Eserin yazılmasının önemli bir sebebi Türk aydınları arasında Farsçayı kullanmak yönünde başlayan özentinin önüne geçmek,  Farsçanın Türkçeden daha edebi dil olduğu yönündeki eğilimlere engel olmaktı.
Bir çeşit dil bilgisi kitabı olan bu eser, sadece Türk dili hakkındaki görüşleri ile değil Türk kültürü hakkında başka değerli bilgiler de içermesi bakımından da çok önemli eserdir. 
     Özetle sanatçı bu eserini, Türkçenin, Farsçadan üstün olduğunu,  Türkçenin kelime hazinesinin  daha zengin olduğunu,  Türkçe anlatım yollarının daha güzel olduğunu, fiiller bakımından Türkçenin Farsçadan daha üstün bir dil olduğunu, Türkçenin anlam derinliklerinin bir deniz gibi olduğunu, o yüzden de şairlerin Türkçe yazmaları  gerektiğini savunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ABBAS Haydi Abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu ...