Sanrı uyanık durumda bulunan bir bireyin kendi dışında var olduğunu sandığı, oysa gerçekte var olmayan olayları algılamasına denir. Sanrı psikiyatrinin ele aldığı temel bir belirtidir ve duygusal etkinliğin hemen tüm alanlarında gözlemlenebilir.
Duyularla ilgili sanrıların yanı sıra organizmanın kendisinden gelme (çoğunlukla cinsel), kinestezik (hastaya yanlış duyum verir) sanrılar da vardır.
Sanrılar oluşum derecelerine göre belirsiz ışık, ses iç sıkıntısı v.b. izlenimi veren ilkel sanrılar ve renkli ya da renksiz olarak insan ya da hayvan görme, belirli sözlerin ya da bir müzik parçasının işitilmesi biçiminde ortaya çıkan karmaşık sanrılar olmak üzere iki türlüdür. Ancak değişik sanrı türleri de aynı hastada birlikte ortaya çıkabilir. Hastaların sanrıları karşı tepkileri de değişiktir. Kimi hastalarda sanrılara karşı boyun eğme görülürken, kimileriyse sanrılardan kurtulmaya çalışır. Birçok hezeyanın temelinde yatan sanrı olayı enfeksiyondan, beyin urlarının ve özellikle süreğen sanrılı psikoz, paranoya v.b. psikiyatrik hastalıkların seyrinde ortaya çıkar.
Yalancı sınırların da çeşitli biçimleri vardır. Bunlar birtakım durumların ya da anıların zihinsel görüntüler biçiminde algılanmasına yol açan görsel yalancı sanrılar, hastaya kendi düşüncelerini sanki kendisine dışardan zorlamayla kabul ettiriliyormuş duygusunu veren ses ve söze bağlı sanrılar, hastanın söylediği sözleri, kendisinin söylediğine değil de, kendi ses organının başkasınca kullanılarak söylendiğine inandıran psikomotor yalancı sanrılardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder